Yüreğimdeki Tını

Hepimiz farklı müzikler dinliyoruz. Bir an durup kendi yüreğimizin tınısını dinleyelim. Yüreğimdeki tını yıllar öncesine gidiyor, çocuk olup anılara dalıyor; ‘çocuk olsam ip atlasam, arkadaşlarımla yakar top oynasam, tek derdim ; sokağa çıkamamak olsa’ diye coşuyor. ‘O anların kıymetini bilsem çocukluğum hiç geçmese’. Her yüreğin tınısı farklı. İyi ki farklı, tınılardaki farklılık çok renklilik katıyor …

Continue reading

Japon Balıkları ve Felsefesi

Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir.Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır.Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir.Balık için uzaklara gidildikçe, geridönmesi de daha çok vakit alır olmuştur.Dönüş bir-iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadır.   Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir.Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine …

Continue reading

Aşk Pastası

Sevgili dostlar, aylardan Şubat, malum Sevgililer Günü ayındayız. Her özel günü ticari amaca dönüştüren reklamlar her tarafta, her yerde kırmızı kalpler, aşk sözleri, sevgililer günü kutlama organizasyonları ile dolu. İşin ticari kısmını sevmesem de; bugünler kişilere yaratıcılıklarını geliştirme konusunda güzel anlar sunuyor. Hem de ne yaratıcılık, sevgililer, kalplerden balonlarla, masaları gül yaprakları ile donatıyorlar. Hoş …

Continue reading

Elver Hanım

Selanik’in en güzel kızlarından biriymiş… Sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli tam bir göçmen kızıymış Elver Hanım. Mübadelede gelmişler Manisa’ya. Selanik’te yaptıkları iplik dokuma işine Manisa’dada devam etmeye başlamışlar. Babası ve amcası ile ortak yaptıkları işlerinde Manisa’nın sayılan, sevilen esnaf ve aileleri arasına girmişler. Mübadele yıllarında yaşadıkları acıları şimdi dostlarıyla acısını çıkartırcasına mutlu olarak yaşıyorlarmış. …

Continue reading

Özlemek

Ne kadar unutkan oldum bu ara… Hadi diyorum beynim üzenleri, canımı acıtanları unutmayı başarabiliyor ama, özlemeyi, sevmeyi de unutur oldum. Özlemek neydi ? Sevmek neydi ? Neydi sahi sevmek ? Neydi özlemek ? Nasıl bir şeydi…   Sevmek miydi ? Sevmek ne demekti ? Uzun yıllar oldu; sevmeyi de, özlemeyi de unutalı. Sevmeyi unuttum önce, …

Continue reading

Yıl Sonu – Yılbaşı

Her yılsonu, temizlik yapıyorum. Zihnimde kalan kötü hatıraları, yüreğimi yaralayanları , ruhumda fırtınalar estiren her anı temizliyorum, bedenimi arındırıyorum. Kalbimi acıtanları, egolarını yükseltenleri hepsini affediyorum. Onlar için değil, kendim için. Negatif ne varsa temizliyorum, ruhuma detoks yapıyorum.   Sevinçler kadar acılarımda değerli çünkü… Her acım beni ben yaptı. Olgunluk ; acıya dayanabilmek, gemi su alıp …

Continue reading

Dolunay

Geceyi dolunayla, dolunayı senle sevdim. Dolunayı senle sevmiştim ya ; sen yoktun ama geceyi sevdiren dolunay vardı bu sefer yanımda. Ruhumu dolunaya, denizin dalgasına, yaprakların uğultusuna bıraktım. Gökyüzü gibi sınırsız, gökyüzü gibi özgür, aydınlık, sonsuz olsun diye… Gecenin ortasında durmuş düşünüyorum. Acaba gurur mu duymalı insan bu yalnızlıkla, yoksa hüzne mi boğulmalı? Ne kadar ihtiyacım …

Continue reading

Maddeden Çok Manaya, Maddiyattan Çok Maneviyata Önem Vermek

Maddeden çok manaya, maddiyattan çok maneviyata önem veririm. Özledim. Çocukluğumdaki kış gecelerini, komşularımızla yaptığımız samimi sohbetleri, elektrikler kesildiğinde televizyon ve teknolojiden uzak, gaz lambası ışığında yapılan sıcak muhabbetleri özledim. Apartmanda, hatta mahallede bir hasta olsa herkes yardıma koşardı. Bir düğün olsa ev sahibi yorulmaz; komşular, dostlar, arkadaşlar yardım ederdi. Acı da ve sevinçte samimiydi tüm …

Continue reading

Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz

Çocukluğumdan beri Manisalı olarak Manisa’nın sadece mesiri ile tanınmasına, güzel şehrimizin tek bir ürünüyle ünlü olmasına, gittiğim şehirlerde Manisa’nın taşra olarak bilinmesine hayıflanıyordum. Allah’ın şehre bahşetmiş olduğu doğal kaynaklarını, mitolojik yapısını ortaya çıkarmak, söylemek kolaydır. Elinizde hazır olanın reklamını kolay yaparsınız. Fakat şehri ‘’Marka Şehir’’ haline getirebilmek adına tüm enerjinizi, emeğinizi harcamak, hatta bu şehri …

Continue reading

Elif

İki kızını parka götürmüştü Elif, onlar oynarken O’da salıncağa bindi. O kadar hoşuna gitti ki, salıncakta yaşayamadığı çocukluğu, 16’sınde gelin oluşu gözlerinin önüne geldi. Sonra birden, babasının; ‘Sen kocaman kızsın, anne olacaksın elalem ne der ?’ sözleri geldi aklına… Hemen indi salıncaktan. Çeki düzen verdi kendine, o bir anneydi… Eve giden yol üzerinde gördükleri pamuk …

Continue reading