Press enter to see results or esc to cancel.

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza Hollanda’da yapılan muamele asla kabul edilemez. Türk Devleti, Türk Milletine yapılan bu haksız uygulamayı şiddetle kınıyorum !

        Bizler yüzyıllardır bu güzel coğrafyada, farklı renklerimizle, güzel Ülkemizde kardeşçe yaşıyoruz. Türk Milleti vatanına, devletine sahip çıkar. Bizler büyük bir aileyiz, hep birlikte TÜRKİYE’ YİZ !

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !!!

***

Hastalanmadan sağlığın, yaşlanmadan gençliğin kıymetini biliyor muyuz ? Hastalanmadan doktorlarımızın kıymetini bilemediğimiz gibi.

Her sabah pişmanlık duyduğumuz keşkelerimiz olmadan, satın alamadığımız mutluluklar ve yaşayamadığımız an’ları düşünerek her gün, her an şükredelim.

Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz’ sözüyle Büyük Önder’in güven ve takdirini kazanmış değerli hekimlerimiz ve her düzeydeki sağlık çalışanları, en temel insan hakkı olan yaşama hakkının korunmasında ve bu hakkı kullanmamızda gösterdiğiniz titiz ve insanüstü gayretleriniz her türlü övgünün üzerindedir.

 Bu saygın ve onurlu mesleği seçen, kendilerini insanlığa adayan ve zor şartlar altında fedakarca çalışan değerli hekimlerimizin ve bütün sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım.

***

Çanakkale Savaşı’nda doktorlar askerler kadar yorulmuştur. Ümitsiz vakalar ile hiç ilgilenilmeyip, kurtulma şansı olanlara öncelik verilmiştir. Bir Türk doktorun önüne kendi oğlu getirildiğinde “Kurtulma şansı yok” diyerek diğer hastayı istemiş ve oğlunun mezarına ancak bir sonraki gün gidebilmiştir. Tıp bayramını kutladığımız bugün; 18 Mart Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı’nın da kıvılcımını yakan bir toplum bilinci yaratması açısından tarihimizin en önemli günlerinden biridir. Biz de bu tarihi, gelecek nesillere daha iyi aktarmak zorundayız.

Türk kurşunlarından kaçamıyorlardı…
…Düşman askeri öylesine korkmuştu ki, Ertuğrul Koyu’na girmiş olan büyük nakliye gemisinden inmeyi reddettiler. Komutanlar ve subaylar kılıçlarını çekmişlerdi ve adamları merdivenlerden aşağı gönderiyorlardı. Ama hiçbiri Türk kurşunlarından kaçamıyordu. Binbaşı Mahmut Sabri;

-Ben hakkımı helâl ettim.

Kocadere Köyü’nde büyük bir sargı yeri kuruluyor. Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Gürünlü, kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor…
Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyü’ndendir ve yarası oldukça ağırdır. Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından: “Ölme ihtimalim çok fazla… Ben bir pusula yazdım… Arkadaşıma ulaştırın!” Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: “Ben…Ben köylüm Lapsekili İbrahim onbaşıdan 1 Mecit borç aldıydım…Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin…”

“Sen merak etme evladım” der komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözü de: “Söyleyin hakkını helal etsin” olur…

Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar getiriliyor. Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor. İşte yine bir künye ve yine bir pusula. Komutan göz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır. Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır. Ellerini yüzüne kapatır, ne titremesine ne de göz yaşlarına engel olamaz.

Pusuladaki not: “Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil`e 1 mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim.”
işte Türk askerinin cesareti !

“… Mevzilerimize yaklaşan Türk saflarını görebiliyorduk. Olağanüstü bir cesaretle çarpışıyorlardı ve ateşimiz karşısında yıkılan bir safın yerini alan bir diğeri bize karşı yürüyor, sağ kalanlar korunmalı bir yerde toplanıp tekrar üzerimize geliyorlardı.”
Yüzbaşı Robert Whigham

MEHMETÇİĞE DERİN SAYGI

25 Nisan 1915 günü Conk Bayırı’nda Türkler ve birleşik kuvvetleri arasında korkunç siper savaşları oluyor. Siperler arasında 8 – 10 metre mesafe var, süngü hücumundan sonra savaşa ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz Yüzbaşısı avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, kurtarın diye yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden, kimse çıkıp yardım edemiyordu. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir Türk askeri silahsız siperden çıktı. Hepimiz donup kaldık. Kimse nefes alamıyor, ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor. Siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz Subayı’nı okşar gibi yerden kucakladı, kolunu omzuna attı. Ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperine döndü. Teşekkür bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce bu kahraman Türk Askeri’nin cesareti, güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu. Dünyanın en yürekli ve kahraman askeri Mehmetçiğe derin sevgi ve saygılar.
( Üsteğmen Casey; Sonradan Avustralya Genel Valisi olmuştur. )

ATATÜRK’ÜN 1934 YILINDA DÜNYA ÜLKELERİNE ve İNSANINA HİTABEN YAZDIĞI ANITLAŞAN ALTIN SÖZLERİ

“Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız huzur içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı siliniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler, onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.”

Mustafa Kemal ATATÜRK, 1934

Çanakkale Savaşı, demir ve çeliğin, insan gücünü ve cesaretini yenemeyeceğini ve vatan sevgisini öldüremeyeceğini, yıldıramayacağını bütün dünyaya kanıtlamıştır.

Bizler yürekli şehit torunlarıyız onlara layık olmalıyız.

Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal eden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum… Nur içinde yatsınlar…

Sevgi ile kalın…

Comments

Comments are disabled for this post