Press enter to see results or esc to cancel.

HAYATIN İÇİNDE İNSAN OLABİLMEK

Sevgili Dostlar, çocukluğumdan beri erkek çocuklarını çok severdim. Oğlum olmasını çok istemiştim. Oğlumun ultrosondaki ilk resmini hala saklıyorum. Hayatın gerçekleri bizi yıprattı. Bir çok dalgaya , kasırgaya ablanla birlikte el ele verip dayandık, hayata hep birlikte tutunduk…

 

Yıllar geçti… Şimdi sen evimizin erkeği oldun. Ailemizin tüm bireylerine ve sorunlarına sahip çıkıp sorumluluk alıyor olman beni çok gururlandırıyor. Bir erkek çocuğunu yalnız bir anne olarak büyütmek hiç de kolay değil… Erkek çocuklar anneleriyle her konuyu doğal olarak paylaşmıyorlar, paylaşamıyorlar. O yüzden kafasında örnek alacağı bir erkek modeline ihtiyaç var.

Erkek ve kız çocukları hem biyolojik hem de ruhsal açıdan birbirinden çok farklı. Ataerkil toplumlarda erkek daha çocukken cesarete ve güçlü olmaya teşvik ediliyor.

O nedenle erkek çocuklarımıza oldukça katı rol modeli sunuyoruz; “Erkekler ağlamaz, erkekler kavgayı dövüşü sever, erkek adam duygusal (romantik) olmaz” vb. sanki erkekler duyguları alınmış birer robot . . .

 

Erkek çocukları adeta duygusuz, acımasız, gerektiğinde kıran, döken hatta öldürebilen robotlar olarak kurgulanıyor… İnanın bu, erkek çocuklarımıza yaptığımız en büyük haksızlıklarımızdan biri diye düşünüyorum.

 

Aslında durum hiç de öyle değil, “erkek çocuklarının kocaman adamlarda da” olduğu gibi daha kırılgan oldukları bilimsel olarak ta ispatlanmış bir gerçek . . . Çok duygusallar ama duygularını gösteremiyorlar ya da duygularını biz bayanlar gibi açıklayamıyorlar. Toplumun kendilerine biçtiği rol model nedeniyle gösteriş biçimleri farklı . . .

Bu roller yüzünden bir çok kadın şiddet görüyor. Bu roller yüzünden evlilikler, ilişkilerde sorunlar çıkıyor.Anneler erkek evlatlarını, kadına saygılı, duygularını gösterebilen ve her zaman eşlerine yardımcı olacak şekilde yetiştirmeliler.

 

O nedenledir ki ; oğlumu,her yönüyle örnek bir insan olarak yetiştirmek yaşamımdaki en büyük idealim oldu.

 

Hatırlar mısın oğlum, seni okula götürürken ‘annecim elimi bırakma’ derdin, ben senin elini bir gün gelir de tutamazsam, eminim ki, hayatta şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonraki adımlarında da çok başarılı olacaksın.

Bunu bugün seni ‘’Sağlığın için harekete  geç ! Gençlik Değişimi Projesi’’ için Romanya’ya gönderdiğimizde anladım. Ne çabuk büyüdün sen annem… Yıllar geçiyor, hayatın içindeki devir daime hepimiz uyuyoruz. Biz çocuktuk büyüdük, anne baba olduk. Çocuklarımız bebekti onlar büyüdü ve her görev bir bayrak yarışı  gibi devir teslimden ibaret… Aslolan ‘’Hayatın İçinde İnsan olabilmek’’ !

 

“Bütün erkek annelerine kucak dolusu sevgilerimle” . . .  

 

Bir erkeğin annesi olmak,

 

Yalnız bir anneyseniz evde oğlunuz varsa huzurla uyumak demektir . . .

 

Bir erkeğin annesi olmak,

 

Geceleri oğlunla kol kola çıkıp dolaşabilmektir . . .

 

Bir erkeğin annesi olmak,

 

Dansta kavalye sıkıntısı yaşamadan oğlunla dans etme zevkini tadabilmektir . . .

Bir erkeğin annesi olmak,

 

Kayınvalidenizi daha iyi anlayabilmektir . . .

 

Bir erkeğin annesi olmak,

 

“Küçük bebeğinizin büyüyüp delikanlı olduğunu görmek ve artık onu başka bir bayanın ellerine teslim edip, huzurla paylaşacak olgunluğu gösterebilmektir” . . .

 

Sevgiyle Kalın . . .

Comments

Comments are disabled for this post