Press enter to see results or esc to cancel.

Üniversite Şehri Olmak…

Sevgili dostlar,

 

Ben Manisa da doğdum. Çocukluğum , okul yıllarım Manisa da geçti. Neredeyse kırk yıldır Manisa dayım. Manisa’lı olmaktan büyük bir gurur duyuyorum.

Hepimiz biliyoruz ki, bir meyve kasasındaki meyvelerin birkaç tanesinin çürük olabileceği gibi bir şehri de içindeki terslikler ya da farkına varılmadan yapılan yanlışlıklar yüzünden kötüleyemeyiz.

Bu bağlamda Manisa’yı da biz Manisa’lılar daha iyi yerlere getirebiliriz. Zira, doğduğumuz, doyduğumuz, büyüdüğümüz ve yaşadığımız bu şehre vefa borcumuz var.

***

1980 li yıllarda Manisa da Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesine bağlı Beden Eğitimi ve Spor Bölümünde benim de ağabeyim okuyordu. O zamanki adıyla Spor Akademisi olan şimdiki Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu.

O yıllarda ben İlkokula gidiyordum fakat, halkın üniversite öğrencilerine garipseyerek baktığını çok iyi hatırlıyorum. Akademisyenin, Profesörün ne demek olduğunu, üniversitenin şehre katkılarını bilmedikleri içindi belki de  bu yabancılıkları. . .

Tam teşekküllü bir üniversite hastanemiz olmadığı için hastalanınca İzmir Ege Üniversitesine gidiyorduk.

Maalesef ki, Manisa’mız o yıllarda henüz gelişememiş bir şehirdi. Başka şehirden gelen üniversite öğrencileri Manisa’yı taşra (bunu üzülerek yazsam da )  olarak biliyordu. Şimdi ise hem Yerel Yönetimlerimiz hem Celal Bayar Üniversitemiz sayesinde kentleşme olgusu içinde . . .

“Üniversite bacasız fabrika demektir” Celal Bayar Üniversitesi ile birlikte Manisa medenileşme ve kentleşme yolunda önemli bir adım atmıştır. Çiftçisinden, esnafına, seyyarından, bakkalına kadar herkes bu oluşumdan payını almıştır, almaya da devam ediyor. Üniversite öğrencisi şehre sosyal ve ticari bir canlılık katar. Yeter ki halk da hem üniversiteye hem öğrencisine sahip çıksın. Üniversite öğrencilerinin ulaşım ve barınma sorunlarından başlayarak, daha fazla öğrenciyi şehirde tutabilmek adına alış veriş merkezleri, sosyal ortamlar yaratabilsinler.

Hepimiz kişisel çatışmaları bırakıp, hoşgörüyle, elbirliği ile Manisa için Üniversite için çalışalım. Bizim de Eskişehir, Muğla ve benzerleri gibi örnek gösterilen bir üniversite şehri olacağımıza inancım sonsuz.

Bir şehre istediğiniz kadar gökdelenler yükseltin ama insanların zihinlerindeki algıyı ve değerleri yükseltemezseniz şehir yine aynı kalır. . .

***

Üniversite şehrin kültürel zenginliğine ve medeniyetine bir çok faydalar sağlar. Bu anlamda sizlere geçen hafta bahsettiğim, Celal Bayar Üniversitesi (CBÜKAM) Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi ilk çalıştayını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Sürücüoğlu başkanlığında 1 Mart ta gerçekleştirdi.

Prof. Dr. Süheyla Sürücüoğlu Manisa daki kurum ve sivil toplum örgütlerini birlikte hareket edip yardımlaşmaya davet etti. (CBÜKAM) Çalışma Komisyonu Başkanı CBÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gönül Dinç Horasan, bir önceki toplantıda kadın sorunlarını “eğitim ve istihdam”, “sağlık” ve “sosyal-kültürel sorunlar” olmak üzere üç başlıkta topladıklarını belirterek, bu konularda Üniversitemiz tarafından yürütülen araştırmaların envanter çalışmasının yapıldığı konusuna dikkat çekti. Bu üç çalışma grubu kendi aralarında toplanarak, kadının sosyo – kültürel gelişimi için icraat ve faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gerektiğini belirttiler. Çalıştay, düzenli olarak toplanmaya ve sorunlara yönelik çözüm önerileri bulmaya devam edecek.

***

Celal Bayar Üniversitesi (CBÜKAM) Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 8 Mart Dünya kadınlar Günü etkinlikleri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Sürücüoğlu’ nun açılış konuşmasıyla Süleyman Demirel Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.  Etkinlikte, Başkanlığını Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Çalışma Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Gönül Dinç Horasan’ın yaptığı “Kadın Sorunları ve İstihdamı” konulu panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mine Yılmazer ve KOSGEB Uzmanı Özgen Karataş katıldı. Panelde, KOBİ’lere hizmet ve destek vermek üzere, özel yasaya sahip tek kamu kuruluşu olan KOSGEB Uzmanı Özgen Karataş Girişimcilik Destek Programının; Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi, Yeni Girişimci Desteği, İş Geliştirme Merkezi Desteği (İŞGEM) ve İş Planı Ödülünden oluştuğunu belirterek, bu programların tanıtımını yaptı.  Doç. Dr. Mine Yılmazer ise konuşmasında, bir ülkenin kalkınma performansında aranan, yalnızca maddi anlamda zenginlik değil, bu zenginliği yaratacak ve sürdürebilecek nitelikte bir insan gücünün sağlanmasının önemini vurguladı. Ayrıca,Türkiye genelinde ve Manisa’da kadınların %11’inin okuma yazma bilmediği ve toplamda okuma yazma bilmeyenlerin %80’inin kadın olduğuna dikkat çekti.

Bu  söz benimde içimi acıttı açıkcası. . . kadınların annelik vasfından dolayı eğitim düzeyi ne kadar yükselirse toplumun kalitesi de o nisbette artar.

Etkinlik , İzmir Opera ve Balesi Solisti Altuğ ve Esra Dilmaç’ın sunduğu “Unutulmayan Aşk Şarkıları”  konseriyle devam etti.

Celal Bayar Üniversitesi’nin böyle faydalı ve keyifli etkinliklerinin devamının gelmesi dileklerimle . . .

 

Sevgiyle kalın . . .

Comments

Comments are disabled for this post