Press enter to see results or esc to cancel.

Tek Yürek…

Denizden gelen dalga sesleri eşliğinde ayı, yıldızları ve yakamozu seyrediyorum.Sahildeki kalabalığın içinde kendi yalnızlığımı düşünüyorum. Kalabalıklar içinde bile “aslında ne kadar yalnızız” içindeki fırtınaları, şimşekleri, gök gürültüleri eşliğinde yağan yağmuru ardından çıkan gökkuşağını ve coşkusunu kim hissedebilir ? Sen paylaşmazsan, kim yüreğine dokunabilir ? Sen açmazsan, onca dost, arkadaş hatta çocuklarımız, anne babamızın yanında bile gözlerinden gözlerimizi kim okuyabilir ? Sen ifade etmezsen!!!

Yalnızlık bir ömür boyu, doğarkende ölürkende yalnızız. Ama kimin yüreği yüreğine dokunup sonsuz yolculuğa kadar seni yüreğinde taşır.Taşıdığı yüreğin sorumluluğunu alacak, ağırlığına katlanabilecek cesur yürekli cesaretli AŞKLAR, AŞIKLAR nerede ?

AŞKI yüreğinde taşıyıp heyecanı, coşkuyu iki yürektede yaşatmak olsa gerek gerçek AŞK …

Yaşadığım her ilişkiyi kitaplığımdaki “ders alınacak olaylar” rafına koyuyorum. Her birimizin gerçek AŞK diye yaşadıklarımızı düşününce birde ayrılıkları…

Gerçek AŞK bitmez ki… Bitmemeli… İnsan hemen, herkese AŞIK olamaz… Oluncada unutamaz… Bitiremez… Bitirdiyse AŞK değildir. Her olayda sandığımız gibi AŞIK OLDUĞUMUZU SANMIŞIZDIR. Hep öyle olmaz mı ? Yaşadıklarımız. Büyük AŞK diye başlarız, öyle sanırız ve sanırız sonrada sandıklara koyarız… Benim kitaplığa koyduğum gibi bu sandıklarımızıda, sanıyor ve sandıklara koyuyoruz…

Gerçek AŞK sonsuz olmalı… Hiç bir şartı hiç bir sonu olmamalı… Onun gözlerinde görmelisin kendini, onun ellerinde hissetmelisin sıcaklığını… Onun yüreğinde atmalı yüreğin… Onun adı bile geçse heyecan sarmalı bedenini, ruhunu…

Ve o heyecanı sonsuza dek korumalı bu iki bedende TEK YÜREK…

Comments

Comments are disabled for this post