Press enter to see results or esc to cancel.

Sevgi…

GERÇEK SEVGİ

Sarılmayı bilir misin ?

Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı ?

Sen bilir misin aşık olmayı ?

Bölünebilir misin ? İkilere, üçlere gerekirse binlere ?

Yapabilir misin ?

Gerçekten SEVEBİLİR MİSİN ?

“Sevmenin demesi” olmaz… Unutma ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin…

MEVLANA

Sevgi dilsizdir, sessizdir… Gerçek sevginin her zaman sözle ifadesine gerek yoktur. Hareketler, davranışlar bazen bir bakış yeter anlatmaya… Seviyorum dediğinde için titremeli… İyi günde değil asıl kötü günde sevgisine sahip çıkmaktır. Sözde değil özde olmalı sevgi…

Çağımızdaki gibi günlük, tek gecelik değil, ömürlük olmalı… Gerçek AŞK, SEVGİ bitmez ki ! Bitmemeli. İnsan hemen, herkese AŞIK olamaz. Olunca da unutamaz. Bitiremez. Bitirdiyse AŞK değildir. Her olayda sandığımız gibi AŞIK OLDUĞUMUZU SANMIŞIZDIR.

Hayatın anlamıdır SEVGİ… Yaptığınız, yaşadığınız her şeye sevginizi katarak sevgi ile yaparsanız size pozitif döndüğünü göreceksiniz.

Nedir sahi sevgi ? Nedir sevmek ? Yalnızlığını gidermek mi ? Onun yanında hoş vakit geçirmek mi ? Yoksa sahip çıkmak, hayatı paylaşıp, sevgisinin arkasında durmak mıdır ?

Dr. Masumi Toyotome, sevgi üzerine yazdığı “Üç Sevgi Türü” adlı yazısı ile tanınır. Toyotome sevgiyi,  basit insan dürtülerinden belki de en önemlisi
olarak tanımlar.

Sıkı durun. Bilgisayar v.b. kullandığımız şahsi esyalarımızın bile bizden sevgi beklediğine dair isaretler var. Bir şeye daha çok sevilme duygusu yaşatıldığında sonuç daha da mükemmel oluyor diyor.

“Peki, sevgi nedir ve nerede bulunuyor?” Toyotome’ye göre, sevgi karşılıksız paylaşım ve beklentisiz bir vericilik içeriyorsa ve hiçbir şarta bağlı değilse sevgi olabilir. Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir.” diye devam ediyor, ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?” diye soruyor… Sonra da anlatmaya başlıyor… Sevgi üç türlüdür:

Eğer” (if) türü sevgi: Belli beklentileri karşıladığımızda, bize karşı beslenen duyguların cinsi bu “eğer sevgisi”nde saklıdır. Eğer sınıfını geçersen, eğer akıllı uslu durursan, eğer dediklerimi yaparsan, eğer, eğer, eğer… Yani bütün “eğer”lerime uyarsan ben de seni sever ve istediğini yaparım. Örnekler veriyor. Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan, seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim. Toyotome “En çok rastlanan sevgi türü budur.” diyor. Bir koşula bağlı sevgi…

Evliliklerin pek çoğu, bu “eğer” türü sevgi üzerine kurulduğu icin çok çabuk yıkılmaktadır. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmıs romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediginde, düş  kırıklıkları başlıyor.

Sevgi giderek nefrete dönüşüyor. Ve maalesef en saf olması gereken anne-baba sevgisinde bile “eğer” türüne rastlanıyor. Aslında insanlar, “eğer” türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı icindeler…

“Çünkü” (because) sevqisi: Bu tür sevgide, kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu, ya da bir şey yaptığı için sevilir. Seni seviyorum, çünkü çok güzelsin. Seni seviyorum, çünkü çok zenginsin. Çünkü sevgisi eğer sevgisine kıyasla daha makul ve masum gözükebilir. Baska birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Yazar, çünkü türü sevginin, Eğer türü sevgiye tercih edilebilecegini anlatıyor.

İnsanlar bizi, sahip olduğumuz bir güzellikten dolayı seviyorsa, sevgi o güzellik var oldugu sürece sürecektir. Özelliğimizi kaybettiğimizde yok olacak olan bir sevgi, adı sevgi bile olsa, bilemem, ne kadar sevecen geliyor kulağa…

Toplumlardaki sevgilerin çoğu ‘çünkü’ türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür. Peki, o zaman, gerçek sevgi nedir ?

 

Asıl sevgi… En güzel sevgi ?

Ve işte sevgilerin en gerçeği üçüncü tür sevgi, “rağmen” (in spite of) diye adlandırdığım türdür diyor Toyotome. Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir. Japon yazar, yüreklerin en çok susadığı sevgi” işte budur diyor.

Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için, “eğer” türü sevgiden farklıdır bu… Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığı şartına bağlı olmadığından, “çünkü” türü sevgi de değildir bu. Bu, üçüncü tür sevgide insan, “bir şey olduğu için” değil, “bir şey olmasına rağmen” sevilir.

Esmeralda, Qusimodo’yu dünyanın en çirkin, en korkunç  kamburu olmasına
“rağmen” sever. Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Buna
“rağmen” sevilebilir. İşte asıl gerçek sevgide budur … Herkesin GERÇEK SEVGİYİ bulması dileklerimle iyi haftalar…

Sevgiyle kalın…

Comments

Comments are disabled for this post