Masum Değiliz Hiç Birimiz

“Masum Değiliz Hiç Birimiz” Sezen Aksu’ nun çok sevdiğim şarkısını dinliyorum. Bir yandan da sizlerle şahit olduğum bir olayı paylaşmak istiyorum. Sokakta bir kadının elinde cep telefonuyla sürekli ağlayarak ‘yalancı adam’ diye bağırmalarını duydum. Emin ki acısından sokakta olduğunu, etrafında insanlar bulunduğunu unutmuştu. Kadın canını yakan adamla hesaplaşmak, yalancılığını yüzüne vurmak onu aşağılamak istiyordu. Bu kızgınlığının altında aslında adamın ‘hata ettim, seni seviyorum’ demesini yalan söylemediğini ona kanıtlamasını istiyordu. Sokaktaki diğer insanlar gibi bende onu duymamış gibi geçtim yanından.

Ama hayatın koşuşturmacası içinde insanlığımızı mı unutuyoruz diye de düşündüm. . . Bizlerde bu olaya benzer aldatmalar, yalanlar yaşadığımız için mi sessiz kalıyor, umursamaz görünüyorduk. . .

Yalan söylemek, aldatmak kişinin önce kendisini aldatması değil midir?

Sevgili Dostlar, kişinin karşısındakini kandırdım sanıp, kendisine saygısızlık etmesi değil midir? Aldatmak. . .

“Güvenmek” , “güven” zamanımızda özlemini duyduğumuz ama hissedemediğimiz kelimeler oldular. Her ilişkimiz yüzeysel, günlük çıkarlar üzerine kurulu.

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”

“Yalan, güven ve emniyeti, huzur ve itimadı yok eder” diyerek bu gerçeği ne kadar güzel ifade etmiş atalarımız.

Aldatmanın temelinde insanların en büyük zafiyetlerinden biri olan yalancılığın bulunduğuna inanıyorum. Yalan ve yalancılık bütün olumsuzlukların ve kötülüklerin ilk istasyonudur. Bu nedenle “aldatma” gibi olumsuz bir eylem aslında içinde daha kötüsü olan “yalancılığı” da barındırmaktadır. Kişi yalan söylüyorsa zaten hem kendini hem de karşısındakini aldatıyordur. Aldatıyorsa da olayın içinde mutlaka yalan vardır. Çevremizde dürüst geçinen ama bin tane yalanla önce kendini aldatan çok kişiler görmüşüzdür.

Ayrıca dürüstlüğün adamı kadını olmaz. Dürüstlük hepimiz için “Hayata Dair” bir davranış biçimi olmalıdır.

“Masum değiliz” in melodileri kendi sözlerimi yazdırttı,

Masum değiliz hiç birimiz!

Bir ilişkiye başlarken,

Masum değiliz…

Vicdanımızla hesaplaşıyorken,

Masum değiliz…

İş sorumluluğumuzu alırken,

Masum değiliz…

Doğru söylüyor muyuz,?

Masum değiliz…

Bunca çıkar, çatışma arasında,

Masum değiliz…

Bir lokma ekmeğin peşinde koşarken,

Masum değiliz…

Çıkar uğruna kaç kişiyi harcadık? Kaç dostu basamak yapıp atladık?

Masum değiliz…

Sevgili Dostlarım, insanlar duygularında samimi değillerse mi yalana ya da aldatmaya başvuruyorlar? Yoksa bu kişilerin kendilerini koruma kalkanı mı?

Bu konuyla ilgili sizlerin de fikirlerinizi e mail adresime göndermenizi rica ediyor bu köşede paylaşmak istiyorum.

Bu iki kelime uzun ve detaylı emin ki hepinizin güzel fikir ve görüşleri olacaktır. Sezen Aksu’ nun dediği gibi “Masum Değiliz Hiç Birimiz” diyecek kadar dürüst ve cesaretli olmamız dileğiyle iyi haftalar diliyorum…

Sevgiyle Kalın. . .