Press enter to see results or esc to cancel.

Kıskançlık…

“Sevgi teleskoptan bakar,kıskançlık ise mikroskoptan…”

Josh Billings

Sevgi nasıl yüce bir duygudur, olayların bütününü görür. Kıskançlık ise öyle bir canavardır ki beraberinde tedirginliği, endişeyi ve huzursuzluğuda getirir. Beyni böcek gibi kemiren soruların başlıca kaynağıda kıskançlıktır. Kıskançlık kişinin kendine güvensizliği midir ? Karşısındakine mi güvensizliğidir ? İki türlü bir güvensizlik ve çelişkidir.

Bir okurumun gönderdiği emaili sizlerle paylaşmak istiyorum. Liseye giden iki gencimizden erkek olan kız arkadaşını saat başı arayıp ‘ Nerdesin ? Ne yapıyorsun ? ‘ diye sorguya çekiyormuş. Kız annesiyle bile dışarıya çıksa hesap vermek zorunda kalıyormuş. Giyeceği kıyafetten gideceği yere, kişilere kadar rapor veriyormuş.

Bu kadar genç yaşlardaki ilişkide böyle bir kıskançlıktan çok etkilendim. Paranoyak derecede bir kıskançlık yüzünden delikanlı kendisinide yıpratıyor.

Emaile önce erkek arkadaşına Can Yücel’in dediği gibi “Sevgi emekmiş, emek ise vazgeçecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.” diye cevap yazarak başladım. ‘Özgür bırak geri dönerse zaten senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır.’ yazdım. Kişi karşısındakinden vazgeçerse aldatır yada umursamaz. Ama seviyorsa asla vazgeçmez uğruna herşeyi göze alır. Bir kadın son ana kadar AŞKI için mücadele eder. Genç kızımızada biraz daha sabredip beklemesini ve ilişkileri ciddiyse arkadaşıyla dürüstçe konuşmasını teklif ettim. Aşktada fedakarlık ve emek varsa yaşamaya değer…

İkinizede hak veriyorum, zamanımızda güvenmek ve güven özlemini duyduğumuz ama hissedemediğimiz kelimeler oldu. Her ilişkimiz yüzeysel günlük çıkarlar üzerine kurulu.Bunlara rağmen birbirinize biraz daha zaman verin, dürüst davranın. Dürüstlük hepimiz için “hayata dair” davranış biçimi olmalıdır.

Karşısındakinin hayatını kısıtlayarak kimse bir yere varamaz. Tam tersi kendinden uzaklaştırır. Bir kuş  düşünün elinize aldığınızda sıkmadan tutarsanız avucunuzda durur. Ama sıkarsanız fırsat bulduğu an uçacaktır. Yada çok sıkarsanız sevgiden öldürebilirsinizde… Seven insan sevdiğine zarar vermek onu üzmek istemez. Sevdiğini üzemez… İnsanın yüreğine sevgi düşerse karşısındakine sevgisini göstermek zorundadır. İnsanız hepimizin sevgisini gösterme biçimi farklı. En azından sıkmadan, yıpratmadan, sahiplenirken canını yakmadan göstermeliyiz sevgimizi…

Kişinin kendine güveni varsa karşısındakine kıskançlığını gösterme biçimide farklı olacaktır. Tabi güvende karşılıklı hem kendinize hem karşınızdekine güveniniz olmalı. Bu güvende ilişkilerde zamanla oluyor. Aşkta kıskançlık bir yere kadar, sevgiyi göstermek gibi kıskançlığıda gösterme biçiminizdir aslolan …

***

Çarşamba günü meydana gelen 5.6 şiddetindeki depremde yıkılan Bayram Otelinin enkazının altında kalıp hayatlarını yitiren Doğan Haber Ajansı muhabirleri Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir’in cenazeleri Pazar günü toprağa verilmiş. Haberi duyduğumda çok üzüldüm görev aşkı ve heyecanıyla haber peşinde koşarken aramızdan ayrılan basın şehitlerimize Allah’tan rahmet ailelerine ,yakınlarına ve tüm basın camiasına başsağlığı ve sabır diliyorum.

Hayat böyle işte ölüm ve yaşam çok ince iki çizgi… Görev başındayken hiç ummadığınız bir anda bile ölüm gelebiliyor,bu gerçekleri aklımızdan çıkarmadan KISKANÇLIK denen duyguyu törpüleyerek yaşama devam edelim.

Sevgiyle kalın…

Comments

Comments are disabled for this post