Press enter to see results or esc to cancel.

Duymuyorum!!

Bir zamanlar, canlı timsah besleyen bir milyoner varmış. Onları, malikânesinin arkasındaki havuzda saklarmış. Milyonerin güzel bir de kızı varmış.

Bir gün milyoner, büyük bir parti vermeye karar verir ve parti sırasında bir duyuru yapar; “Sevgili misafirlerim, buradaki tüm erkeklere bir teklifim var. Arkadaki havuzda karşıdan karşıya yüzebilen ve yara almadan çıkana, bir milyon dolar veya kızımı vereceğim!” Cümlesini bitirdiği anda havuza birinin atladığı duyulur. Adamın biri var gücüyle havuzda yüzer, kalabalık adama tezahüratlar yapar. Sonunda zarar görmeden havuzun diğer tarafına geçmeyi başarır.

Milyoner etkilenir. “Bu inanılmazdı! muhteşemdi! Yapılabileceğini düşünmemiştim! O zaman teklifimi sona erdirmeliyim. Bir milyon doları mı kızımı mı istersin?” Adam bir an nefesini tutar ve konuşmaya başlar “Dinle, paranı da kızını da istemiyorum! Beni havuza iten sersemi istiyorum.”


      Sevgili okurlar, bazen tarih bizi ya yüzmeyi öğreneceğimiz veya yok olup gideceğimiz bir duruma “iter”…Her zaman sukunetle düşünecek ve seçeneklerimizin neler olabileceğine karar verecek lüksümüz olmaz. Tarih bizi değerli, belirleyici bir ana davet ettiğinde, Japon halkı gibi hayatları alt üst olmuş ama mücadele ruhlarını yitirmemiş insanların olgunluğuna erişmeliyiz. 

***

Japonya’ dan sonra geçtiğimiz hafta dershanesine giderken üzerine çelik platform  düşen ve hayatı bir anda değişen sevgili Tuğba Bağcı’ ya ve ailesine buradan geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum. Bende bir anneyim haberi duyunca kendi evladıma olmuş kadar üzüldüm. Tuğba’ cım sen hastanede verdiğin sınavınla eminim ki, hayata çok daha iyi hazırlanacaksın . . .

Hayatta düşsek te toparlanıp kalkmak ve daha ileriye gitmek bizim elimizde . . . Yolun açık olsun canım . . .

***

Benim ananem Osmanlı bir kadındı. Tanıyan tanımayan herkes ona saygı duyardı. Çocukluk yıllarımdan çok iyi hatırlıyorum. Ananem duymak istemediği konular olunca kulaklarım duymuyor der geçiştirirdi. Bir gün bende, ananeciğim neden kulakların duymuyor doktora gidelim dedim. Oda bana; ben doktora gittim yavrum doktor bana konuşurken işine geleni duy , işine gelmeyen konuları da duymuyorum dersin dedi. “Bu sana benim nasihatim olsun demişti.”

Hayat akıp giderken,, yaşlılarımızın hayatta oldukları vakit kıymetlerini bilemeyiz . . . Onları kaybedince değerlerini daha çok anlarız. Rahmetli Elver İplikçioğlu ananeciğim Nur içinde yat…

18-24 Mart Yaşlılar Haftası nedeniyle tüm yaşlılarımızın saygıyla ellerinden öpüyorum, bizi biz yapan köklerimiz iyi ki varsınız. . .

***

Bende ananemin nasihatını kendime örnek aldım. . .

 

Savaşlar yüzünden  sivil halkın ölmesini,

 

Kömürleşmiş ceset resimlerinin olduğunu,

 

Japonya’ daki nükleer sızıntıları,

 

Çocuk tacizlerini,

 

Çıkar ilişkilerini, kaypaklıkları,

 

Sokak hayvanlarının açlıktan öldüğünü,

 

İlişkilerde şiddet yüzünden erkek ve kadınların öldüğünü ,

 

İnsanlığımızı kaybettiğimizi ,,,

 

DUYMUYORUM ! ! !

 

Sevgiyle Kalın . . .

 

 

Comments

Comments are disabled for this post