Press enter to see results or esc to cancel.

Yeni Asır Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı ile Röportaj

119 YILLIK BİR BAŞARI VE DÜMENDEKİ KADIN

Bazı insanlar vardır, duruşları ve ses tonlarıyla en gergin anlarda bile sizi rahatlatırlar. İşte öyle bir kadın Şebnem Bursalı.

Türkiye’nin ilk ve yaşayan en eski gazetesi Yeni Asır, 119 yıllık bir başarı ve Kadın Genel Yayın Yönetmeni olarak Şebnem Bursalı bu başarıyı neye borçlular? diye hep merak ederdim. Gazeteciliğin tüm aşamalarında muhabirlik,  ropörtaj gazeteciliği, köşe yazarlığı, Ankara Temsilciliği görevlerinde bulunmuş. Erkek egemen medyada gösterdiği başarı, tek kadın temsilciği dönemindeki artı ve eksileri, hayata dair her konuyu konuştuk.

 

sebnem_bursali

27 Ağustos’ta 119. yılınızı kutladınız. Yeni Asır ‘a nice uzun, başarılı yıllar diliyorum. Yeni Asır 119 yıllık bir başarıyı neye borçlu ?

Yeni Asır gazetesi sadece yazılı basının değil, Türk matbuat tarihinin de mihenk taşıdır. Yaşayan en eski gazete olmasının dışında, 3 asra tanıklık etmesinin yanında, İmparatorluğun son dönemlerinde, Kurtuluş Savaşı’nda, Cumhuriyetin kuruluş sürecinde, Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti inşasında, darbelerde, demokraside kısacası, tarihin yeniden inşasında yönlendirici ve hatta belirleyici olmuştur. Hemen her dönemde, bunun bedelini de en ağır şekilde ödemiş ama ilkelerinden asla ödün vermemiştir. İşte, 119 yıldır herşeye rağmen kesintisiz yayın yapabiliyor olmasının esas sebebi ve formülü budur.

Yeni  Asır’da değişim ve yenileşme olacak diyorsunuz, neler yapacaksınız ? Nasıl bir değişim yaşayacak Yeni Asır ?

Matbuat genelinde,  yayıncılıkta bir değişim-köklü bir dönüşüm yaşandığı bir gerçek. Teknolojiyle birlikte yazılı basın, klasik çizgisinin dışında dönüşüyor. Başta internet bu dönüşümün yaşandığı alan. Biz de Yeni Asır olarak, birbiriyle uyumlu, birbirini besleyen, destekleyen süreci yapılandırıyoruz. Artık herkes tabletlerinden, I-padlerinden, cep telefonlarından Yeni Asır gazetesine ulaşabilecek. Ancak; yine de gazetenin tamamının dışında tabletlerdeki Yeni Asır’da bulacakları değişiklikler olacağı gibi, tabletlerdeki Yeni Asır’da bulamayacakları pek çok şey de bayilerinden alacakları yazılı Yeni Asır’da olacak… Çok yakında… Bekleyin…

Bunun yanı sıra; Yeni Asır’ın kendi gelenekleri de devam edecek elbette. Sosyal Sorumluluk Projesi olarak gördüğümüz başta çocuklar, kadınlar, eğitim, sağlık gibi konular olmak üzere pek çok konuda öncü ve önder olmaya, Yeni Asır’ın güvenilirliği çerçevesinde buralara fayda sağlamaya devam edeceğiz, bu konuları çeşitlendireceğiz.

 

Türkiye’nin ilk ve tek kadın yayın yönetmenisiniz. Tüm kadınların gurur kaynağısınız, hepimiz sizi örnek alıyoruz. Sizi yazı ve haberlerden tanıyoruz ama kendi ağzınızdan nasıldır Şebnem Hanım ? Örneğin bir gününüz nasıl geçer ?

Bu güzel sözleriniz, iltifatlarınız için çok teşekkür ederim. Hayatımın ve günümün 4’te 3’ünün gazete ve işimle geçtiğini söylemem lazım. Güne çok erken başlamayı tercih edenlerdenim. Böylelikle hem günümü en verimli şekilde planlayabiliyor hem de günü kaçırmamış hissediyorum. Sabah gazeteye 08.15 gibi gelir, gazetelerimi okur ve günümü planlarım. Saat 09’da telefon görüşmelerim başlar. Hem iş arkadaşlarım hem haber kaynaklarımla telefon görüşmelerimin ardından rutin toplantılarımı yapar ve günlük akışımda ikili görüşmeler ve ziyaretler varsa gerçekleştiririm. Öğlen hafif bir yemek ki; bu yemeklerimde de günlük görüşmelerimden birini de gerçekleştirmeyi tercih ederim; ardından günün ikinci Yazı İşleri Toplantısı gelir ki; bu 1. sayfayı şekillendirdiğimiz toplantıdır. Toplantılarımın verimli geçmesi açısından gergin olmamasını tercih ederim ve bu yüzden en derin tartışmalarda herkesin kendisini en açık şekilde ifade edebilmesi, en birinci kuralımdır.  Toplantımızın ardından gazeteyle ilgili birimlerimden ilgili olanlarla rutin toplantım olur mutlaka ve iş görüşmelerim varsa bununla devam ederim. Saat 18.30 itibarıyla sayfalarımız çıkmaya başlar ve tek tek kontrol ederim. Saat 20 civarında baskıya gönderilir sayfalarımız ve ardından akşam yemeği programı ve saat 22 gibi gazetemin taşra baskısı elime geldiğinde günün en keyifli anı da gelir…

sebnem_bursali2

 

Çocukluk yıllarınızda gazetecilik hayaliniz miydi ? Nasıl oldu ?

Çocukluk yıllarımda bana yakıştırılan iki meslek vardı; Avukatlık ve gazetecilik. Çok soran, sorgulayan ve detaylar konusunda ısrarcı bir çocuktum, sanırım bu yüzden bu iki meslek yakıştırılırdı. Ben de doğal olarak bu iki mesleğe yöneldim. Üniversite sınavlarında iki tercihim vardı; Hukuk ve Basın Yayın. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünü kazandım. Tesadüf değildi yani bu mesleği seçmem. Eğitimle ilgili hevesim hiçbir zaman bitmedi. İşletme Yüksek Lisansımı yaptım ve bu yıl da yine İşletme üzerine Doktora yapmaya hazırlanıyorum. Ama; Hukuk hevesimden vazgeçtiğimi söyleyemem. Bu yıl üniversite sınavlarına gireceğim ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanmaya çalışacağım. Kısmet..

 

Yeni Asır’ın başına  geçerken  korkularınız ya da tereddütleriniz  oldu  mu ?

Yeni Asır’ın başına geçmem de aslında tesadüf sayılmaz. Ben; 1993 yılında 1 yıl TRT’de Reha Muhtar ile Ateş Hattı Programında yapımcılıktan sonra Sabah grubuna 1994 yılında muhabir olarak geçtim. Muhabirlik, ropörtaj gazeteciliği, köşe yazarlığı, Ankara Temsilciliği ve ardından Genel yayın Yönetmenliği geldi. Yani; mesleğimin tüm kademelerinden geçerek geldim. Masanın her tarafında çalıştım, bulundum. Bugün bunun faydasını ve konforunu fazlasıyla görüyorum. Tek fark; bugüne kadar hep haberi getiren yani sahadaki gazeteciydim, şimdi içeride gazeteyi hazırlayan ve karar veren konumundayım. Benim görevim sadece gazeteyi hazırlamak değil, reklam, matbaa, dağıtım, idare, abone ve Yeni Asır tv’den de sorumluyum ve günümün ve görevimin büyük bölümü yöneticilik ile geçiyor. 15 yıl hep sahada olan bir gazeteci olarak Gazeteciliği ve haberi elbette çok özlüyorum. Özlemimi de muhabir arkadaşlarımla sık sık biraraya gelerek haber sohbetleri yaparak gideriyorum.

Yeni Asır’ın başına geçerken korku ve tereddüt duyup duymadığım konusuna gelince; erkek egemen bir sektörde tek kadın Genel Yayın Yönetmeni olmak ayrı bir sorumluluk getirdi elbette. Hem devraldığım kurumun önemi ve büyüklüğü hem de üstlendiğim bu misyon her ikisi de elbette başta beni ürkütmedi dersem doğru olmaz. Ama; kendime ve ekip arkadaşlarıma çok güveniyordum. Ve; burada söylemeden de geçemeyeceğim,  Medya Grup Başkanımız ve  Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Serhat Albayrak’ın her daim güveni ve desteği bana ve ekip arkadaşlarıma en büyük destek olmuştur. Aynı şekilde Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın ve tüm medya grubumuzun desteğini ve elbette yol arkadaşlarımın gösterdiği üstün çabayı anmadan da geçemeyeceğim. Bu tereddütlerimi çok kolay atlatabilmemdeki en büyük pay da; Yeni Asır’ı yıllardır okuyan, destekleyen ve kendi ailelerinden bir parça haline getiren çok değerli okurlarımızın verdiği güçtür. Herkese şükran borçluyum.

 

Ankara temsilciliği görevinizde ordaki bürokrasiye nasıl yetişiyordunuz ?

Ankara Temsilciliği görevim 13 yıl sürdü. Hayli uzun bir zamandır Ankara Temsilciliği için. Burada da uzun yıllar tek Kadın Ankara Temsilcisi olduğumu hemen hatırlatmak istiyorum. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve devlet adamları dönem dönem Ankara Temsilcileriyle biraraya gelirler, bu toplantılarda da hep tek kadın olurdum, başta yadırganan bu durum daha sonra alışılan bir durum haline geldi ve şimdi ne mutlu ki yazılı basında olmasa bile birkaç televizyon kanalında kadın Ankara Temsilcisi arkadaşlarım var.

Ankara Temsilciliği, 24 saat haber esasına dayanır. Aksi düşünülemez. Siyaset, ekonomi, bürokrasi, yargı, diplomasi ağırlıklı haberciliğiniz ve her an bir haber atlatma heyecanınız besler sizi. Yorulur musunuz? Evet. Ama, inanın meslek yaşamımın en verimli dönemlerinin en güzel örneklerini hep bu dönemimde yaşadım. Ankara gazeteciliği, haberciliğin en pik noktasıdır…

 

İş yoğunluğunuzda stresinizi nasıl yönetiyorsunuz ? Kriz zamanlarında ne yaparsınız ?

Karakter özelliğim, kriz anlarını yönetme becerisini de veriyor bana çok şükür. Kriz anlarında  aşırı sakin olur, paniklemem. Soruna odaklanır, çözüm odaklı yürütürüm süreci. Bu süreçte, güvendiğim kişilerden yardım almaktan çekinmem ve karar alırım. Artık sıra, uygulamaya geçmektir. Allah’a şükür, yönetemediğim bir kriz olmadı. Ama itiraf edeyim; kriz hali bitip herşey normale döndükten sonra korkunç bir enerji eksilmesi yaşar, ruhen yorgun hissederim kendimi. Toparlamam 10 dakikamı alır ve yola devam ederim.

sebnem_bursali3

 

EXPO 2020 İzmir hakkında okurlarımıza bilgi verebilir misiniz ? Manisa’ya faydası olacak mı ?

EXPO 2020 Projesini en başından bu yana sadece İzmir değil, Ege Bölgesi projesi olarak gördüm ve bunu Yeni Asır’ın yayınlarında da en başından bu yana kullandık. Hatta EXPO’nun sadece Ege Bölgesi değil, Türkiye’ye malolan büyüklükte bir proje olduğu ve sağlayacağı faydanın sınırlarının da Türkiye’yi aşarak Ege ve Akdeniz ülkelerini de içine alacağına inanıyorum. Yapılacak yatırımlar, ticari hareketlenme ve farkındalık sonucunda win-win (kazan-kazan) tam anlamıyla yaşanacaktır. İşte bu yüzden Kasım ayında yapılacak son sunum ve finalde İzmir lehine çıkacak olan karar, Manisa’nın da içinde bulunduğu tüm Ege illerine ve Türkiye’ye kazandıracaktır.

 “GAZETECİNİN KADINI ERKEĞİ OLMAZ GAZETECİ GAZETECİDİR”

Erkek egemen bir medyada kendinizi yalnız hissettiğiniz oluyor mu ?

Biraz önce de söylediğim gibi 13 yıllık Ankara Temsilciliğimde de 5 yılı dolan Genel Yayın Yönetmenliğimde de hep TEK idim. 40’ın üstünde yazılı ve görsel medya kuruluşu olduğunu düşünürseniz, hayli yalnız hissediyor ve hatta toplu  olarak  biraraya  geldiğimizde ilginç bir fotoğraf olduğunu da görüyorsunuz. Ama, ben bu mesleği en başından bu yana cinsiyetsiz yapmayı şiar edinen bir gazeteciyim. Gazetecinin kadını erkeği olmaz. Gazeteci gazetecidir. Beni de bu görevlere kadın olduğum için değil, gazeteciliği iyi yaptığım için layık gördü patronlarım. Ben, genç kadın arkadaşlarıma da aynı şeyi öğütlüyorum. Siz, kadın gazeteci olduğunuzun altını çizerseniz bir süre sonra gazeteciliği yaptırmazlar size. Bu meslekte cinsiyet düşünmeyecek, sadece işinize ve habere odaklanacaksınız. Gerisi  zaten  geliyor… Mesleğimin tek formülü var; Çok çalışmak..

sebnem_bursali4

 

Kadın yayın yönetmeni olmanın artı ve eksileri neler sizce ?

Gazeteciliğin kadını-erkeği-cinsiyeti olmaz demiştim ve Kadın Yayın yönetmeni olmanın artısı ve eksisi sözünü biraz önce söylediklerimden dolayı kabul etmem mümkün değil. Kadın olmamın habere bakışta ve haberi işleyişteki artısı; detaylara ve toplumun hassas olduğu konulara daha fazla odaklanabilmem noktasında gazete sayfalarına yansıdığı okurlarımız tarafından eksik olmasınlar ifade ediliyor. Onun dışında, erkek meslektaşlarımdan farklı olarak; benimle çalışan arkadaşlarımın özel hayatlarındaki problemleriyle de yakından ilgiliyimdir. Sorunların çözümünde katkı sunmaya çalışırım gücüm yettiğince.

 

Kadın eli değen herşeyde farklılık ortaya çıkıyor. Kadınların yönetimde,siyasette ve iş hayatındaki her alanda daha fazla yer alması için çalışmalarınız var mı ?

Yayın politikamızda, başarılı kadınların (iş veya herhangi bir alanda) hikayelerine, haberlerine özellikle çok yer veriyorum. Rol model olmaları, bir tek kadının bile cesaret bulmasına yardımcı oluyorsa eğer bu haberlerimiz, bu benim için yeterlidir.

Siyasette daha çok kadının yer alması, 20 yıldır savunduğum konu. Bunun için de kadın siyasetçilere pozitif ayrımcılık yapmadığımı söylersem doğru olmaz. Yerel Yönetimdeki temsil ve karar alma mekanizmaları başta olmak üzere genel siyasetteki kadın oranının artması en büyük hedeflerimden.

 

Türkiye’de ve bölgemizde Kadın Hakları ve kadına şiddet olayları ile ilgili görüşlerinizi merak ediyorum.

Kadına şiddete bakışımda, insan olmanın gereği ve insan hakkı bağlamında en baştan ele alıyorum konuyu. Yaşı kaç olursa olsun kadına yapılan şiddetin bir izahı olamaz. Aynı şeyi, çocuklara ve yaşlılara yapılan şiddet bağlamında da düşünüyorum. Şiddetin hiçbir türlüsü; fiziksel-psikolojik hiçbir şiddet savunulamaz. İnsan olmanın anlamı budur. Ve maalesef örneklere baktığımızda bu sayının çok fazla olduğunu görüyoruz. Burada en önemli iş; annelere düşüyor. Erkek çocuklarını yetiştirirken şiddeti ve kadına yönelik şiddetin kötülüğünü en iyi anneler öğretecektir erkek evlatlarına. Ve tabii ki; eğitim çok önemli..

sebnem_bursali6

 

Sadece kadınların hazırlayacağı bir gazete projeniz olduğunu duydum. Nasıl gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz ?

Akşam gazetesinde benimle yapılan bir ropörtajda söylemiştim bu sözü. Bunu ayrımcılık olarak algılamayın lütfen. Cinsiyet temelli değil, kadınların detaycılığı ve titizliğinin habercilikte yaratacağı farklılığı görmek ve göstermek hevesiyle söyledim bu sözü. Bir ütopya da değil. Bir gün inşallah bunu hep birlikte gerçekleştireceğiz ve farkı göreceğiz 🙂

 

Sizin alanınız siyaset,siyaset yazarısınız, siyasete girmeyi düşünüyor musunuz? Türkiye’nin ilk kadın yayın yönetmeni ilk kadın cumhurbaşkanı olmak ister mi ?

Ben 21 yıllık gazeteciliğimin 15 yılını Ankara’da siyaset izleyerek, siyaset yazarak geçirdim. İlgi alanım işim oldu. Bugüne kadar pek çok kez siyasete davet aldım değişik partiler tarafından ama hiçbirini kabul etmedim. Sanırım siyaseti izlemeyi ve yazmayı, siyaset yapmaktan daha çok sevdim. Ama kadınların siyasete girmesini sonsuz destekliyorum…

“MESLEĞİMİN TEK FORMÜLÜ VAR; ÇOK ÇALIŞMAK…”

 

Sizi örnek alan gençlerimize neler önerirsiniz ?

 

Benim genç arkadaşlarıma önereceğim şey; öncelikle iyi bir eğitim almaları. Sadece okuldaki eğitimden sözetmiyorum, rekabet artık her alanda çok büyük. Fark yaratacak farklılıklarının olması adına kendilerini sürekli geliştirmeleri gerekiyor. İşleriyle ilgili gelişimin yanında en az bir hatta 2 yabancı dil öğrenmeliler. Hobi olarak benimseyecekleri bir veya birkaç alan onların duygusal gelişimleriyle birlikte işlerinde de farklılık yaratacaktır. Ve; hep çalışacaklar, çok çalışacaklar mutlaka. Hiçbir zaman “ben artık oldum” demeyecekler; hep “daha iyi nasıl olurum” diyecekler. Başarı mutlaka gelecektir.

sebnem_bursali5

 

Manisa Manşeti hiç okudunuz mu ? Nasıl buldunuz ?

 

Manisa Manşet gazetesini sürekli takip ediyorum ve sizin nezdinizde emeği geçen tüm meslektaşlarımı kutluyorum. Yerel basının öneminin artık daha da anlaşılıyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Yereli bilmeden geneli eksik anlarsınız. İşte bu noktada yerel medyanın katkısı ve önemi çok açık.

 

Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

 

Comments

Comments are disabled for this post