Press enter to see results or esc to cancel.

Hüseyin Tanrıverdi; Türkiye Büyük Bir Devlettir, Büyük Bir Ülkedir

İnsanların yaptıklarımız sonrasında “Allah Razı olsun” temennisine muhatap olmak çok güzel bir duygu.
Bu hafta, AK parti 22. 23. ve 24. Dönem Manisa Milletvekili, MKYK Üyesi ve 11 Ağustos 2007 ile 4 Ekim 2012 tarihleri arasında Genel Başkan Yardımcılığı, Yerel Yönetimler Başkanlığı yapan ve mütevazi kişiliği ile tanıdığımız Sayın Hüseyin Tanrıverdi’nin misafiriyim. Vekilimiz ile Manisa’ya, siyasete ve özel hayatına dair konuştuk.

Çocuk ve gençlik yıllarınızda siyasete girmek aklınızda var mıydı ? nasıl karar verdiniz ve girdiniz, siyasete girmeye neden gerek duydunuz ?

Siyaset insanlara hizmet etmenin bir aracıdır. Ülkemiz 2000’li yıllara kadar maalesef hizmet açısından çok geride kalmıştı. Siyasete atılmadan önce uzun yıllar Hizmet-İş Sendikası’nın Genel Başkanlığını yaptım. Sendikacılık yaparken ülke sorunlarıyla yakından ilgileniyordum. Başta IMF, çalışma hayatının sorunları, yüksek enflasyon, çiftçilerin, üreticilerin, emeklilerin, gençlerin, kadınların sorunları vardı. Bu sorunların ortadan kaldırılması, azaltılması için sorumlu olanlar ne yazık ki o dönemde bunları yapmadı, yapamadı. Ülkemiz bir MGK toplantısı sonrasında büyük bir ekonomik ve siyasi kriz sonrasında bildiğiniz gibi mefluç bir hale düştü. O dönemde yeni bir siyasi hareket kuruldu ve yapılan teklifi kabul ettim. Çünkü artık bu ülke için masanın diğer tarafına geçilmesi gerekiyordu.

 

tanrıverdi6

 

Sendikacı iken de dediğim gibi ülke sorunlarıyla yakından ilgileniyorduk ancak bu ilgi temennilerden ve isteklerden öte geçmiyordu. Şimdi ise bizzat bu kadroda yer alarak elimi taşın altına soktum. Ülkem ve Manisa için yapılması gereken ne varsa yapmaya çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum.

Çok şükür bugüne kadar sendikal ve siyasi hayatımda başımı öne eğdirecek bir durum olmadı. Siyasete girdiğim için asla pişman olmadım. Bilakis insanlarımızın “Allah Razı olsun” temennilerine muhatap olmak çok güzel bir duygu.

Hüseyin bey ev hayatında nasıldır ? eşine yardım edermi ? yemek yapmayı severmi ?

İşim gereği evde vakit geçirmek çok mümkün olmuyor. Hafta içi geç saatlere kadar mecliste, hafta sonları da seçim bölgem Manisa’da vatandaşlarımla birlikte oluyorum. Ancak evde olduğum zamanlarda mutfağa nadirde olsa girerim. Daha önceden az da olsa yemek yapıyordum.

Milletvekili olmak sizi ve ailenizi nasıl etkiledi? Onların tepkileri nasıl oldu?

Milletvekili olmak tabiî ki aile hayatını derinden etkiliyor. Ailenize eskiye oranla daha az vakit ayırmak zorunda kalıyorsunuz. Onlarda bundan etkileniyor, çocukların okullarıyla yeterince ilgilenemiyorsunuz, beraber vakit geçirmek istediğinizde çoğu zaman bu mümkün olmuyor. Ancak onlarda artık bu duruma alıştılar.

Manisa Milletvekili olarak size hangi talepler daha çok geliyor? Manisa’yı diğer illerimizle kıyaslar mısınız ?
Türkiye’de yerleşik bir milletvekili algısı var. Özellikle Anadolunun diğer taşra illerinden milletvekili olan arkadaşlarımızın işi daha da zor. Biz Manisa olarak onlara göre biraz daha iyi imkânlara sahibiz. Örneğin Manisalılar sağlık hizmetleri için Ankara’ya gelmek zorunda kalmıyorlar.

Manisa büyük bir şehirdir. Nüfusumuz 1 milyonu geçti. Elbette insanlarımızın bazı talepleri olacak ve bizde bunları karşılamak için çalışacağız. Ama şunu söyleyeyim Manisa özellikle son 10 yılda aldığı hizmetlerle oldukça rahatlamıştır. Ulaşımdan, sağlığa, kültüre, eğitime birçok alanda yeni eserler, yeni hizmetler aldı. Bu yüzden Manisa ve Manisalılar diğer illerimize göre daha iyi durumdadır.

Kadına şiddet ile ilgili çok güzel çalışmalar yapılıyor siz bu konuda ne düşünüyorsunuz ?

Sadece kadına şiddet değil bir insana şiddet doğru değildir. Hele hele bu şiddete maruz kalan kadın ise apaçık insanlık suçudur.

Şiddetsiz bir dünya için mücadele etmeliyiz. İstediğimiz en mükemmel kanunu çıkartalım. Uygulamalarda bunun kapasitesini güçlendirelim. Yapılması gereken her şeyi yapalım ama insanlara gerekli eğitimi ve bilgiyi veremezseniz bunun hiçbir anlamı olmayacaktır. İnsanlarımıza sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü anlatmalıyız. Çünkü temel ihtiyacımız olan şey, sevgi toplumu olmaktır. İletişimi, hoşgörüyü, empatiyi, sorumluluğu, saygıyı artırmak durumundayız. Herkes, başkasından beklemeden, kendini hesaba çekerek, kendi kendini bu konuda denetlemek zorundadır. Her bir birey, her toplum, dünyadaki gelişim ve değişimin bu duyguların güçlenmesinden geçeceğine inanıyorum.

 

tanrıverdi
Hükümetimiz döneminde kanıda şiddet konusunda çok önemli adımlar atılmıştır. Aile içi şiddeti sona erdirecek, azaltacak gelişmeler olmuştur. İlgili bakanlığımız tarafından yapılan ve kamuoyuyla da paylaşılan istatistiklerde geçen yıl 177 olan kadına yönelik şiddetten dolayı ölen kadın sayısı bugün 155’e düştü.

Kadına şiddet bireysel veya lokal bir sorun değildir, toplumsal bir sorundur. Bu yüzden tüm kurum ve kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin bu konuda daha hassas davranmaları ve korumacı bir anlayışla hareket etmeleri gerekmektedir.

Çalışan kadınların daha esnek şartlarda çalışması söz konusu bende bir anne olarak bu konuyu merak ediyorum bu konuda bilgi verebilirmisiniz ?

Tabii ki, ”esnek çalışma” modeli üzerindeki çalışmaları halen devam etmektedir. Bunun sosyal güvenlik ayağı ilgili bakanlıklarımız tarafından incelenmektedir. Bir düzenleme yapılacağı zaman sadece ekonomik yönü değil, sosyal yönü de düşünülmektedir, planlanmaktadır. Çalışmalar bittiğinde zaten Başbakanımız veya ilgili bakanımız konu hakkında bilgi verecektir. Teknik çalışma netleşmeden bilgi vermek doğru değil. Taslak aşamasında olan bu çalışma ile kadınların “Annelik” görevlerini daha iyi yerine getirebilmesi, çocuğuyla daha çok vakit geçirebilmesi hedeflenmektedir. Çünkü anneler geleceği kurgulamaktadır. Gelecek nesillerimizi yetiştirmektedir. Liderlerin hepsini bin anne yetiştirmiştir.
Kadınların doğum izinlerinin artırılması, doğum sonrasında kısmi süreli çalışma, evden çalışma vb. gibi esnek çalışma metotlarının hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bu şekilde bir taraftan sağlıklı nüfus artışı sağlanırken, diğer taraftan kadınların çalışma hayatında kalmasıda elde edilecektir.
Daha tasarı aşamasında bile olmayan bir durum için malum çevreler hemen bunu kullanarak partimizi ve hükümetimizi hedef tahtası haline getirmeye çalışmaktadır. Kadın emeğinin sömürüldüğünü, ucuzlatıldığını söylemektedirler. Bu asla doğru değildir ve doğru bir yaklaşımda değildir. Kadını sosyal hayattan soyutlamak, toplumu öldürür. Kadının sosyal hayatın içinde olmadığı toplumlar gelişemez. Bunu savunmak mümkün değildir. Ancak kadının annelik görevini yerine getirmesi için acımasız çalışma hayatının şartlarından kurtararak, ailesiyle ve çocuklarıyla daha çok zaman geçirmesinin sağlanması elzemdir.

Özellikle Manisa da bu konuda yapılacak bir çalışma düşünüyor musunuz ?

Kanun çıktığında elbette bu konunun özellikle Manisa’da uygulanması, pilot il seçilmesi konusunda hassasiyet göstereceğiz. Çünkü Manisa’da organize bölgelerinde olsun diğer alanlarda olsun çalışan kadın sayımız azımsanmayacak derecededir.

Manisa Büyükşehir olacak bu konuda halkın adaptasyonu ile ilgili neler yapmayı düşünüyorsunuz ? örneğin şu anda bile halk otobüslerde sıkıntı yaşıyor, halkı Büyükşehir bilinci ile eğitmekte çok önemli gelecek artılar, eksiler v.b gibi konulardaki düşünceleriniz neler ?

Manisa, 2014 seçimleriyle birlikte Büyükşehir Belediyesi olacaktır. Büyükşehir olduğunda şehirde yaşayan vatandaşlarımızın hayatlarına daha çok kolaylıklar gelecektir. Toplu ulaşım hizmetlerinde, alt yapı ve üst yapı hizmetlerinde daha modern ve kaliteli hizmetlerin gelmesi mümkün olacaktır. Büyükşehir olduğunda hem toplu ulaşımda alternatifler olacak, hem de daha modern ve konforlu ulaşım sağlanacaktır.

Büyükşehir olmanın avantajları ve fırsatları çok iyi değerlendirilmelidir. Tüm kurum ve kuruluşlarımızca Manisa’nın gelişimini ve büyümesini geçmişe göre çok daha planlı ve düzenli olarak yapılmalıdır.

Manisamızın sembollerinden, değerlerinden olan Spil dağı henüz ekonomik bir değer haline getirilememiştir. Spil Manisa’ya Manisa Spil’e bakmaktadır. Spil Dağı ile ilgili olarak teleferik ve dağ turizmi projeleri hayata geçtiğinde, Manisa ve Spil dağını buluşturduğumuzda Manisa çok daha farklı bir Manisa olacaktır.

 

tanrıverdi3

Sayın vekilim, Manisa sanayi şehri olmasından ötürü çok fazla göç aldı, sanayide beyaz yakalı çalışanlar istihdam edilse Manisa için daha iyi olmaz mı? Bu konuda çalışma yapmayı düşündünüz mü ?
Manisa her yönüyle sanayi şehridir. Bakın;
Manisa nüfus bakımından Türkiye’nin 14. büyük ilidir.
Manisa ihracat yapan illerimiz arasında 7.
İhracatını artıran iller arasında ise 5. Sıradadır.
Teşvik uygulamasında Manisa 3. Bölge illeri arasındadır.
Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nden dünyanın 100’ü aşkın ülkesine ihracat yapılmaktadır.
Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük 500 firmadan 18 tanesi Manisa’dadır.
Ülkemizde üretilen çekirdeksiz kuru üzüm’ün yüzde 88’i,
Tütünün yüzde 43’ü,
Zeytin’in yüzde 19’u Manisa’da üretilmektedir.
Bu yıl 473.sünü yaptığımız Mesir Festivalimiz UNESCO tarafından 2012 yılında “Somut olmayan Kültürel Miras” Listesine alınmıştır. Bu konuda başta Kültür Bakanlığımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Bu değerlere ve rakamlara bakıldığında da sizinde bahsettiğiniz gibi beyaz yakalı çalışanların istihdamına ihtiyaç vardır. Ancak bu konuda sanayi alanında faaliyet gösteren firmalarımızın ihtiyaçları ve öncelikleri belirleyici olmaktadır. Sanayide, tarımda ve diğer alanlarda elde edilen ürünlerin istenilen seviyede değer kazanması, markalaşması için bu kadroların olması hem firmaların hem de Manisanın ihtiyacıdır.

Manisa ile ilgili siz neler düşünüyorsunuz ?

Manisa; Üretim, ihracat ve istihdamda gösterdiği başarılarla Egenin geleceğidir.
Her geçen gün büyüyen ekonomisi, huzuru, güveni ve güleryüzü ile Manisa yatırımcı ve girişimcilerin gözdesi olmuştur. İlimiz, kendi potansiyelleri, kaynakları, hükümetin ve yerel yönetimlerin yatırımları ile gelişmeye devam ederken, bize düşen bu büyümenin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini sağlamaktır.

Çünkü sağlıksız, istikrarsız, plansız ve çarpık büyümenin getireceği sorunları, zorlukları yine biz Manisalılar yaşayacağız.
Böyle bir durumla karşılaşmamak adına şimdiden önlemlerimizi almalıyız.


Sağlık ve eğitim alanında büyük bir ilerleme sağlanmıştır. Ancak yeni proje ve planlamalarla 20-25 yıl sonrasını düşünerek hareket etmeliyiz.

Çevre yollarımız tamamen bittiğinde şehirlerimiz ve hemşehrilerimiz nefes alacaktır.
Çevre ilçelerimizdeki potansiyellerin tanıtımı ve değerlendirilmesi, yeni pazarlar oluşturulması o ilçelerimiz için çok büyük önem taşımaktadır.

Manisa’ya yeni yatırımlar yapılacak mı ?

Elbette Manisa’ya kamu ve özel yatırımlar devam edecektir. Çünkü Manisa büyüyen ve gelişen bir şehirdir.

Öncelikli olarak bölge hastanesi ilimiz için büyük önem taşımaktadır. Bu hastanenin inşaatına en kısa zamanda başlayacağız ve söz verdiğimiz gibi bu dönem bitireceğiz.

Sabuncu beli tüneli ve diğer yollarımızın tamamlanması ile ekonomimiz canlanacaktır. Büyükşehir olduktan sonra şehrimizin tüm ilçelerinde, kasabalarında, köylerinde yeni yatırımlar olacak Manisa şahlanacaktır.

Hayatınızda sevdiğiniz ve sevmediğiniz konular nelerdir ?

Sevdiğim konu hizmet etmek ve çalışmaktır. Yıllarca ihmal edilmiş, kangren haline dönüşmüş birçok sorun vardı. Allaha şükür
bugün bu sorunların birçoğu çözüldü.

Bakın size bir anımı anlatayım. Kula ilçemize bağlı Şehitlioğlu Çayköy ve Börtlüce köylerini birbirinden ayıran İlke Çayı, 130 yıldır halka geçit vermiyordu.

Yani 130 yılık köylerin birbirine ulaşımını sağlayacak bir köprüsü yoktu. Özellikle kış aylarında bu köylerin ilçeyle bağlantısı kesiliyordu. Bu devirde böyle bir şey Manisa’da oluyordu. Ama artık o köprü (2005’de) yapıldı. Şimdi bütün köylüler sağolsunlar bize hayır duasını esirgemiyor.


İlkel yöntemlerle geçiş sağlayan vatandaşlar, (2005’de köprü açıldıktan sonra) 63 metrelik köprü ile 130 yıllık mazisi olan köyler, Ankara-İzmir yoluna da bağlanmış oldu. Bunlar çok güzel, bir çok insana nasip olmayan hizmetlerdir, duygulardır.

Sevmediğim şeylerin başında yapılan işlerde başarısızlık, samimiyetsizlik ve yalan gelmektedir.
Türk Sanat Müziği dinlemeyi severim.

Herkes seçilinceye kadar gezer, siz seçildikten sonra da gezilerinize devam ediyorsunuz. Gidemediğiniz yerler var mı?

11 yıllık Manisa milletvekilliğimde asla oturduğum yerden vekillik yapmayı tercih etmedim. Başta Manisa merkez olmak üzere tüm ilçelerimize, beldelerimize ulaştım. Köylerimizi gezdim. Köy kahvaltıları yaptık, merkezlerde geziler düzenledik, mahalle ve köy muhtarlarımızla bir araya geldik. Bu toplantılarda sorunları dinledik, acil olanlarının çözümü için yerinde müdahale ettik. Hükümetimizin KÖYDES ve BELDES projeleriyle beldelerimize can suyu verildi, köylerimizin çehresi değişti.


Hayatta isteyip yapamadığınız şeyler var mı ?

Herkesin gerçekleştirmeyi istediği hayalleri muhakkak vardır. Ben siyasi hayatımda vatanıma, memleketime faydalı olmak istedim. Hayırla yad edilecek eserler kazandırmak istedim. Bunu da başardığımı düşünüyorum. Ama hiçbir zaman yapabileceklerim bu kadar bitti diye düşünmedim. Daha yapılacak çok hizmet var.

 

Gelecek hedefleriniz nelerdir ?


Bu can, bu tende olduğu müddetçe Türkiye’nin gelişmesi ve büyümesi, Manisanın yaşanabilir, müreffeh bir şehir olması için çalışmaya, koşuşturmaya devam edeceğim. Milletimiz bize güvenini sürdürsün, bize inanmaya arkamızda durmaya devam etsin. Türkiye’yi çok daha güzel günler beklemektedir.


Son olarak güncel bir soru sormak istiyorum. İsrail’in özür dilemesini nasıl değerlendiriyorsunuz ?

İsrail-Filistin meselesini yakından takip eden birisiyim.
2002’de 22. Dönem’de TBMM tarihinde ilk defa Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubunu kurdum. Çeşitli defalar Filistin’e gittim, oradaki heyetleri burada kabul ettik. Filistin Devlet Başkanı Rahmetli Yaser ARAFAT ve şimdiki Mahmut Abbas ile görüşmelerim oldu. Bu çatışmanın sadece Ortadoğu’ya değil tüm dünyadaki barışın önündeki engel olarak gördüğümüzü ifade ettim. Ortadoğu’da barış sağlanmadıkça dünyada da barışın sağlanamayacağını söyledim.

 

tanrıverdi 2


İsrail bildiğiniz gibi kurulduğu günden bu yana gerek bölgede gerekse uluslar arası kuruluşlarda her zaman bildiğini okuyan, uluslar arası hukuku, kararları hiçe sayan bir şekilde hareket ediyordu. Yaptıklarının hiç birinin hesabını bugüne kadar vermedi. Ancak Türkiye ile karşı karşıya kalıncaya kadar.


İnsani Yardım Vakfı’nın (IHH) organizasyonu ile İsrail ablukasındaki Gazze’ye yardım malzemeleri götürmek üzere 36 değişik ülkeden 800’e yakın insan taşıyan gemi 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze’ye yakın uluslararası sularda İsrail Ordusunun saldırısına uğradı. 9 İnsanımızı kaybettik. Yani İsrail yine silahsız ve masum insanlara saldırmıştı.


Olayın olmasından sonra Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 1 Haziran 2010 Çarşamba günü Başbakanımızın Başmüşaviri (Şimdi MEB Bakanımız Sayın Nabi AVCI), Tokat milletvekilimiz Zeyit Aslan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcımız ve ile birlikte 4 kişi, 3 yolcu uçağı, 3 ambulans uçağıyla birlikte hareket ettik.


Saat 09.30’dan akşam 24.00’e kadar 15 saatlik yoğun bir çalışma ve temaslar sonucu bütün vatandaşlarımızı ve yabancı uyruklu aktivistleri, yaralılarımızı ve 9 şehidimizi Türkiye’ye taşıdık.


Biz İsrail’e her platformda yapması gerekenleri söyledik. Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılmasını, Mavi Marmara Gemisinde şehit edilen vatandaşlarımıza tazminat ödenmesini ve devlet hukuku açısından özür dilenmesini istedik.


Bugün geldiğimiz noktada, İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ve ilişkilerin normale dönmesi için gerekli şartları yerine getireceğini beyan etmesi TÜRKİYE’NİN DEVLETLERDEN BİR DEVLET OLMADIĞININ EN AÇIK BELGESİDİR.

Şimdi İsrail, Türkiye’nin yukarıda belirtilen 3 ana konuda şartlarını kabul etmiştir.

 

ULUSLAR ARASI DEVLET HUKUKU AÇISINDAN ÖZÜR DİLEMİŞTİR.
MAVİ MARMARADAKİ VATANDAŞLARIMIZA TAZMİNAT ÖDEMEYİ KABUL ETMİŞTİR.
GAZZEYE YILLARDIR UYGULANAN İNSANLIK DIŞI AMBARGOYU KALDIRMAYI KABUL ETMİŞTİR.

 

Ancak bunların, yani bu sözlerin ne kadar uygulandığını göreceğiz. Bunların elbette takipçisi olacağız.

 

TÜRKİYE BÜYÜK BİR DEVLETTİR, BÜYÜK BİR ÜLKEDİR.
BİZ KENDİ DİNAMİKLERİMİZE, KENDİ POTANSİYELLERİMİZE İNANDIĞIMIZ VE GÜVENDİĞİMİZ SÜRECE BAŞIMIZ ÖNE EĞİLMEYECEKTİR.
Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

Comments

Comments are disabled for this post